Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
koynuna almak
Anlamı:

1. biriyle beraber yatmak

2. biriyle sevişmek için yatmak

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir yeri kuşatmak


koynuna girmek
Anlamı:

1. biriyle yatıp sevişmek


Ön Takı : (birinin)

koynunda yılan beslemek
Anlamı:

1. bir yakınından ihanet görmek


koyu

İlgili Kelimeler:

koyu gri, koyu kahverengi, koyu kır, koyu kırmızı, koyu koyu, koyu lacivert, koyu mavi, koyu pembe, koyu sarı, koyu yeşil

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı

Örnek:

1. Koyu pekmez. Koyu süt.

1. Koyu pekmez. Koyu süt.

2. Rengi açık olmayan, daha belirgin olan, açık karşıtı

Örnek:

1. Oturduğu yerden Boğaziçi'nin koyu mavi gecesinde bir balıkçı kayığı kayıp gidiyordu.

1. Oturduğu yerden Boğaziçi'nin koyu mavi gecesinde bir balıkçı kayığı kayıp gidiyordu.

3. bilişim , bilişim , bilişim , bilişim , Yazı karakterinin daha belirgin olarak yazılmış biçimi

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aşırı (davranış, düşünce vb.)

Örnek:

1. Daha eski zamanda koyu bir Türkçe taraftarıymış.

1. Daha eski zamanda koyu bir Türkçe taraftarıymış.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Derin, hararetli

Örnek:

1. Koyu bir sohbet.

1. Koyu bir sohbet.


koyu gri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Siyaha yakın gri, grinin bir veya birkaç ton koyusu

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


koyu kahverengi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Siyaha yakın kahverengi, kahverenginin bir veya birkaç ton koyusu

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


koyu kır
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kırlaşmanın ilk devresinde meydana gelen koyu renkli at donu

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan (at)


koyu kırmızı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bordoya yakın kırmızı, kırmızının bir veya birkaç ton koyusu

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan

Örnek:

1. Tozlanan ayakkabılarını parlatmak amacıyla arka cebinde koyu kırmızı kadifeden bir bez taşıdı.

1. Tozlanan ayakkabılarını parlatmak amacıyla arka cebinde koyu kırmızı kadifeden bir bez taşıdı.


koyu koyu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İyice koyu (renk)

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Uzun uzun, derinden derine


koyu koyu düşünmek
Anlamı:

1. uzun uzun veya derin derin düşünmek

Örnek:

1. Nereye gideceğimi, ne yapacağımı koyu koyu düşünmeye başladığım güne kadar silah elimden düşmemiştir.

1. Nereye gideceğimi, ne yapacağımı koyu koyu düşünmeye başladığım güne kadar silah elimden düşmemiştir.


koyu lacivert
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Siyaha yakın lacivert, laciverdin bir veya birkaç ton koyusu

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


koyu mavi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mavinin bir veya birkaç ton koyusu

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


koyu pembe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pembenin bir veya birkaç ton koyusu

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


koyu sarı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sarının bir veya birkaç ton koyusu

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


koyu yeşil
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Siyaha yakın yeşil, yeşilin bir veya birkaç ton koyusu

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


koyulabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koyulabilmek işi


koyulabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Koyulma ihtimali veya imkânı bulunmak


koyulaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koyulaşmak işi


koyulaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Koyu duruma gelmek, kıvamlanmak

Örnek:

1. Sessiz oturduğu yerde soluk mavi gözleri koyulaşarak dinliyordu.

1. Sessiz oturduğu yerde soluk mavi gözleri koyulaşarak dinliyordu.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Derinleşmek, hararetlenmek, aşırı duruma gelmek


koyulaştırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koyulaştırabilmek işi


koyulaştırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Koyulaştırma ihtimali veya imkânı bulunmak


koyulaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koyulaştırmak işi

2. sinema , sinema , sinema , sinema , İyi bir görüntü veremeyecek kadar zayıf olan bir film parçasının kimyasal işlemlerle güçlendirilmesi işi


koyulaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Koyu duruma getirmek


Koyulhisar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sivas iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : koyu'lhisar

koyulma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koyulmak işi